ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

ESKİPAZAR

ESKİPAZAR İLÇE TARİH
İLÇEMİZİN TARİHİ YAPISI
A-) ESKİÇAĞDA ESKİPAZAR
1.Siyasi Tarihçe :
 

Eskipazar’ın bilinen tarihi Romalılar döneminde Roma İmparatoru Hadrianus’un, Hadrianopolis kentini onarması ve yeniden imarı ile başlar. Zira ilçedeki Viranşehir - Hadrianopolis kalıntıları, kaya mezarları Paflagonya ve Roma dönemlerinden kalmadır. En az dört medeniyetin hüküm sürdüğü bölgede, İlçenin bugünkü adının da Paflagonya döneminden beri kurulan pazarlardan geldiği sanılmaktadır.
 

Eldeki bilgiler Roma hakimiyetinden önce bu bölgede yüksek bir kültürün var olduğunu göstermektedir. Roma öncesinde var olan bu gelişmiş kültürü Eskipazar’ında içinde yer aldığı Paflagonya (Kuzey Batı Anadolu) tarihi içinde incelemek gerekir.
 
Eskipazar ve çevresine yerleşen ilk halkın Proto – Hititler olduğu kabul edilmektedir. Proto-Hititler Küçük Asyalı (Asiaic) kavimlerden olup aynı zamanda Turani (Orta Asyalı) dirler. M.Ö.5000 yıllarından itibaren Anadolu’ya gelerek hisarlar eteğinde şehir krallıkları kuran, ANADOLU’da ilk siyasi hayatı başlatan da Eti’lerdir.
 

M.Ö. III. Bin yılda Paflagonya dahil tüm Anadolu’da gelişmiş bir kültür mevcuttur. Bu kültürü meydana getirenlere Hattiler adı verilmektedir.
Bölgeye adını veren Paflagonyalılar (Dil yapıları incelendiğinde, Paflagonların Küçük Asya –Asiaic- yani Anadolu halklarından olduğunu gösteren güçlü belirtiler bulunmuştur.)
M.Ö.2000 yıllarında Balkanlardan Tokfirik göçleri olmuş, Babris, Bitinyen, Tinye gibi kabileler Eskipazar ve çevresine yerleşmişlerdir.
Hatti Devletinin yıkılmasına yol açan Ege Göçlerinin karmaşası içinde Kuzey Anadolu’ya gelmişlerdir. (M.Ö 1100) Anadolu kültür ve uygarlığının temelini atan Hititler Paflagonya kültürünü de etkilemişlerdir.
 

Hititlerden sonra sırasıyla Frigya ve Kimmer hakimiyetine giren bölge M.Ö. 543-333 yılları arasında Pers (İran) hakimiyetine girmiştir. Persler döneminde Eskipazar’ın da içinde bulunduğu Paflagoya, Daksykion Saraplığına (eyaletine) bağlı olarak idare edilmiştir.
Ancak bu bölgede siyasi hakimiyet sağlayan Persler kültürel hakimiyet sağlamışlardır. Bunun sebebi ise bölgede zengin ve güçlü bir kültürün varlığıdır.
 

Büyük İskender’in M.Ö 333 yılında Anadolu’ya girmesiyle Pers hakimiyeti sona ermiştir. Bu tarihten sonra Anadolu’da B. İskender’in hakimiyetinde Helenistik Dönem yaşanmaya başlanmıştır.
B. İskender’in M.Ö 323’te ölümünden sonra Anadolu’nun tamamı Selevkoslar Krallığı hakimiyetine girmiştir. Selevkos’un M.Ö 280’de ölümünden sonra Paflagonya’da (K. Batı Anadolu) Bitinya Krallığı kurulmuş ve bu krallık Yunan uygarlığının temsilcisi olmuştur. Bu devletin hakimiyet alanı Eskipazar’ı da içine almaktadır.
Bitinya Krallığı M.Ö 1. y.y. da Roma İmparatorluğu hakimiyetine girmiştir. Bu bölge Romalılar zamanında önce Bitanya (M.Ö. 74) da Roma İmparatorluğu hakimiyetine girmiştir.
 

Bu bölge Romalılar zamanında önce Bitanya (M.Ö. 74) , sonra Bitanya-Pontos (M.Ö. 64) eyaleti adı ile idare edilmiştir.
M.Ö 1. y.y’ dan itibaren Roma hakimiyeti ile birlikte Çankırı’ da Germanikopalis ismi ile önemli bir merkez kurulmuş, Çerkeş (Antinopolis) ve Eskipazar (Hadrianopolis) da önemli yerleşim merkezleri arasında yer almıştır.
 

İlçe merkezine yaklaşık 3 km mesafeden itibaren başlayan Hadrianapolis şehri kalıntıları içinde mahzenler, saray merdivenleri kalıntıları, hamam harabeleri, sığınak ve su kanallarına rastlanmaktadır. Bu kentin kurulduğu yerin genişliğinden 6 büyük merkezden biri olduğu anlaşılmaktadır.
Çeşitli nedenlerle harap olan Eskipazar’ın tarihi yerleşim yeri Romalılar döneminde Roma İmparatoru Hadrianos tarafından onarılarak, yeniden imar edilmiştir.
Kentin Romalı İmparator Adrionos (Adriye) tarafından kurulduğu ve imparatorun adına izafeten Adrianopolis adıyla anıldığı yolunda rivayetler de vardır. Tarihçi Justinius’e göre kent çevresinde bulunan paralardan kentin Adriya tarafından kurulduğu ve adını da buradan aldığı anlaşılmaktadır.
 

İmar edilen bu kent Hierekles’e göre Hanorias Eyaleti’ nde (Bizans Devri) bulunuyordu. Kiopert (1854) Küçük Asya (Anadolu) haritası üzerinde şehri bugünkü yerine yani Viranşehir mevkiine koymuştur.
Kentin yeri hakkında bazı şüpheler var ise de genel eğilim Viranşehir’in olduğu yer ve yakınlarında olduğudur. Bazı araştırmacılar kenti Çaylı ve Budaklar arasına, Pavly Wissovva, Leonhard ve Kiepert gibi bazıları ise bu günkü Viranşehir’in olduğu yere yerleştirmişlerdir.
 

R. Leonlard, Paflagonya adlı eserinde bir heykelin kaidesinde bulunduğu kitabede Sezar Hadrianopolis adını okumuş olduğundan şehrin burada Viranşehir bulunduğunu düşünmüştür.
Roma İmparatoru Teodosyos döneminde 408-450 yıllarında Eskipazar’ın Roma’nın Honoriade eyaletine bağlı bir idari birim oldu bilinmektedir.


M.Ö.64-40 veya 37 yıllarında kurulduğu düşünülen kent, Roma İmparatorluğu’nun ikiye bölünmesiyle birlikte (M.S.395) Anadolu, Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) egemenliğine girmiş bu durum 1085 yılına kadar sürmüştür. Bu dönemde Hadrianopolis diye anılan Eskipazar dinsel açıdan büyük önem kazanarak piskoposluk olmuştur. Kent, Bizanslılar döneminde Honarias Eyaletine bağlı olarak idare edilmiştir.
 

B-) TÜRK HAKİMİYETİNİN BAŞLAMASI
i.Anadolu’nun Fethi :
Anadolu’ya İlk Oğuz (Selçuklu) akını çağrı bey tarafından (1015-1018) tarihleri arasında Doğu Anadolu üzerine yapıldı. Keşif amacı taşıyan bu akın sonucunda Çağrı Bey Anadolu’da rahatlıkla bir devlet kurulabileceği düşüncesini edinmiştir.
Fakat Oğuzların Çağrı Bey ile anlaşan ve B. Selçuklu Devleti’nin kurulmasına kadar devam eden Anadolu akınları keşif harekâtından öteye gitmedi.
 

B. Selçuklu Devleti’nin kurulmasından Malazgirt Zaferine kadar geçen süre ise Anadolu’da Bizans mukavemetini kırma ve yıldırmayı amaçlamıştır.
B. Selçuklu Devleti’nin kurulmasından sonra Horasan (İran)’a kitleler halinde gelen yurtsuz Oğuzları Tuğrul Bey sistemli bir şekilde Anadolu’ya sevk etti. O, bu hareketiyle Oğuzlar, Selçuklu Devleti’ne vücut veren asıl unsur olarak gören Tuğrul Bey, onları himaye ediyor, Anadolu’nun fethinin de onlarla gerçekleşeceğine inanıyordu.
 

Bu düşüncesi Selefi Alp-Arslan zamanında gerçekleşti. Alp-Arslan döneminde kazanılan Malazgirt Zaferi (1071) Bizans İmparatorluğu’nun bütün mukavemetini kırdı. Artık bu zaferden sonra Türkler Anadolu’da süratli bir yayılma ve yerleşme faaliyetine başladılar. Anadolu’nun etnik yapısında Türkler lehine gözle görünür bir gelişme kaydedildi.
 

Anadolu’nun yanı sıra Azerbaycan, Irak ve Suriye Oğuz göçlerine sahne oldu. Yeni geldikleri bölgenin dağına, ovasına suyuna Türkçe adlar veren Oğuzlar, bütün kültür varlıkları ile Anadolu’ya yerleştiler. Onların bu yerleşme faaliyetlerini Tuğrul Bey, Alp-Arslan ve Melikşah gibi Selçuklu sultanları desteleyerek Türk komutanlara Anadolu’nun fethini emrettiler.
Türkmen Beylerin biri olan Artuk Bey Kızılırmak ve Yeşilırmak havzalarına Türkmenler’in yerleşmesine elverişli hale getirdi. Sakarya vadisine kadar ilerledi. Bu sayede Türkler Sivas, Kayseri, Ankara gibi merkezlere sahip olma imkanı buldular.
 

Artuk Beyden sonra Canik ve Ilgaz dağlarını aşan bir gurup Türkmen Karadeniz’i, Torosları aşan diğer bir gurup ise, Çukurova ve Akdeniz sahillerini yurt tuttu.
Anadoluda ki Türkmenler, Anadolu fatihi ünvanını kazanan Süleyman Şah’ın etrafında toplanarak yeni bir Türk Devleti’nin – Türkiye Selçuklu Devleti – temelini attılar.


.Eskipazar’ın Fethi :
 

1071 tarihili Malazgirt Zaferi şüphesiz Anadolu’nun kapılarını Türklere açmıştır. Aralanan bu kapıdan içeri giren muhtelif Oğuz boyları, Anadolu’nun değişik bölgelerinde fetih hareketlerine girişmişlerdir.
Hadrianopolis (Eskipazar) kentini içine alan Paflagonya bölgesinde fetih hareketlerine girişen Emir Karatekin liderliğinde Canik ve Ilgaz dağlarını aşan Oğuz gurubu olmuştur. Anadolu’nun Selçuklular tarafından fethi sırasında Kutulmuşoğlu Süleyman Bey’e kendiliğinden teslim olduğu yönünde rivayetler varsa da daha geçerli görüş Emir Karatekin’in önderliğindeki Selçukluların Romalıları yenerek yanmış, yıkılmış ve harap olmuş şehri eline geçirip bölgeye Viranşehir adını verdikleridir. Bu tarihten itibaren Türkleşen şehir ve çevresinde Bayındır, Kargın ve Sallar gibi Türk boylarını taşıyan köy adları bunun örnekleridir.
 

Selçukluların Moğollar’a yenilmesinden sonra 1339 yılında Candaroğulları’nın eline geçen Viranşehir 1398 yılında Yıldırım Beyazıt’ın Candaroğluları Beyliğini Osmanlı devletine katması ile Osmanlı Devleti sınırları içine girmiştir.
Osmanlı Devletinin yükselme dönemindeki idari düzenlemelerde Bolu Sancak Beyliğine bağlı olarak bazen mültezimlik bazen mutasarrıflık merkezi olarak kalmıştır. Bir süre Gerede ile Viranşehir arasında bulunan köyler Ulak adı altında bir araya toplanarak Bolu’ya bağlanmıştır.
 

Evliya Çelebi XVII Y.Yıl ortalarında Eskipazar yörelerini gezmiş o zamanlar Bayındır Köyünün Bucak olduğunu ve Eskipazar’ın Bayındır’a bağlı olduğu kaydedilmektedir.
1845 yılında ilçe merkezinin olduğu bölgede Abdülmecit tarafından kasaba ( bucak ) teşkilatı kurulmuş ve kasabaya Viranşehir yerine Mecidiye adı verilmiştir.
 

1864 yılında vilayetlerin teşkili ile Eyalet sistemi kaldırılmış, ilçe merkezinde Viranşehir Sancağı kurulmuş, Safranbolu ve Bartın ilçeleri dahil birçok ilçe bu sancağa bağlanmıştır.
1894 yılında yayımlanan Kastamonu İl yıllığında, bu bölgeye Viranşehir Sancağı denmekte Safranbolu ve Bartın ilçelerinin bu sancağa bağlı olduğu kaydedilmektedir.
1908 yılında II.Meşrutiyetten sonra Çerkeş İlçesinin bir bucağı olarak Çankırı iline bağlanmıştır.
 

Cumhuriyetin Kuruluş döneminde Kuvayı Milliye hareketinde yer alıp Hilafet Ordusuna karşı savaşmış; Bolu, Düzce ve Gerede ayaklanmalarının bastırılmasında önemli rol oynamıştır.
Cumhuriyet ilan edildiğinde Eskipazar’ın bulunduğu yerde 2 han birkaç dükkan ve üç ev olduğu Perşembe günleri Pazar kurulduğu bilinmektedir. Cumhuriyet devrinde bucak olmuş, Pazarının eskiliği nedeniyle ESKİPAZAR adını almıştır.
1945 yılında İlçe Merkezi olan Eskipazar’da 1946 yılında ise Belediye teşkilatı kurulmuş, İlçe Çankırı iline bağlanmıştır. 06.06.1995 gün ve 22305 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 550 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Karabük ili teşkil edilirken Eskipazar İlçesi de Çankırı ilinden alınarak Karabük iline bağlanmış, Çankırı İline bağlı ilçe iken kendisine bağlı olan köyler daha sonra da kendisine bağlı olarak kalmıştır.
Halen İlçemiz Çerkeş, Gerede, Ovacık, Mengen İlçeleri ve İl Merkezimizle çevrilidir. 690 km2. Yüzölçümlü olan Karadeniz ve İç Anadolu ikliminin her ikisi beraber görülen 16.365 nüfuslu toplam nüfusun % 55 İlçe Merkezinde yaşayan 49 köyü 122 mezrası olan bir ilçedir
ESKİPAZAR İLÇE COĞRAFYA
COĞRAFİK YAPI
1.Konum:
Eskipazar, Karadeniz bölgesinin Batı Karadeniz bölümü içerisinde yer alır. Doğuda Çankırı iline bağlı olan ilçe İl’in Kuzeybatısında yer alır. İlçenin doğusunda Çerkeş, Kuzey Doğusunda Ovacık, Batıda Bolu’nun Mengen, Güneyde Gerede, Kuzeyde de Zonguldak’ın Karabük ve Devrek ilçeleri ile sınırlıdır. Yüzölçümü 696 Km karedir. İlçenin köylerinden bir kısmı Elemen dağından çıkarak doğu ve kuzey yönüne çıkan Eskipazar çayı adındaki derenin iki kenarında toplanmıştır. Bu vadideki arazi dar fakat verimlidir. Sebze ve meyve yetiştiriciliğine elverişlidir. Bunlar ilçenin sulak köyleridir.
İlçenin Karabük yolu DDY uzantısı üzerinde bulunan Eskipazar çayının suladığı ve dere diye adlandırılan sahası iklim bakımından en sıcak yeridir. Burası iki tarafı dağlarla çevrili vadidir. İlçede Karadeniz ikliminin karasallaşma nedeniyle biraz sertleşmiş hali görülür.
İlçe arazisi batıdaki Meğri dağının doğuya Eskipazar çayı vadisine dönük dik meyilli ormanla kaplı sırtlar ile doğuya Gerede Çayının büyük bir kavisle Batı-Doğu yönünden Doğu-Batı yönüne dönerek Soğanlı Çayını adını aldığı meyilli geniş düzlükler, tatlı meyiller ve yamaçlar, sırtlardan oluşmaktadır.
Eskipazar’ın doğusunda yer alan Ovacık-Çerkeş sınırına kadar uzanan bu sınıra Sırt adı verilir. Bu yörede karasal iklim hüküm sürür. Karadeniz ikliminin ılıklığı ve yağışı buraya pek uzanamaz. Kışlar sert geçer. Eskipazar’ın Aslanlar dan başlayarak bu iklim kendini hissettirir. Eskipazar’ın çayı vadisinde Karabük tarafında kar yokken sırt karla kaplıdır. Sıcaklık farkı bir hayli fazladır.


Eskipazar’ın doğal yapı ve iklim bakımından üç bölgeye ayırmak mümkündür.


1-Karadeniz ikliminin hüküm sürdüğü ılık, yağışlı yöresi Eskipazar’ın Kuzeydoğusunda Karabük’ün sınırlarından başlayan, Karadeniz Bölgesinin güneyinde yer alan Hanköy’den başlayarak Deresamail, Başpunar, Karahasanlar, Köyceğiz, Ova, Haslı, Kıranköy, Kapucular, Eskipazar, Çaylı, Hamazlar, Büyükyayalar, Yazıboy köylerinin bulunduğu Eskipazar çayı vadisindeki köyler (Dereyöresi).


2- Karasal iklimin hüküm sürdüğü Aslanlar’dan başlayarak yükselen doğuda Çömlekçiler, Söbüçimen’e kadar uzanan Çerkeş-Ovacık sınırına varan sırt yöresi.


3-Eskipazar’ın batısında yer alan yüksek orman köyleri Adiller, Hasanlar, Yalakkuz, Kulat gibi yüksek orman köyleri.


Eskipazar Merkezinin denizden yüksekliği 710 metredir.


2.Dağlar :


Eskipazar, Bolu Köroğlu ormanlık dağlarının Eskipazar’ın batısında Eleman Meğri dağları adı ile Eskipazar’ın batısında yeşillikler yükselir. Eskipazar’ın güneyinde Eskipazar çayına paralel olarak sıra dağ şeklinde Şerafettinler dağları vardır. Bu dağlar ormanlıktır. Ozan deresi bu ormanı keser bu dağlar Eskipazar’ın Güneydoğusundaki kurban tepesine kadar uzanır. Eskipazar’ın Güneyinde alçak dağlar, seyrek meşeliklere rastlanır. Eskipazar’ın Kuzeybatısında yer alan Dede tepesi, Hodulca dağı, (Bu dağın tepesi Eskipazar’ın en yüksek yeridir. 1700 m) mevcuttur. Yılın ilk karı buraya düşer.
Hanköy doğusundaki sıra dağlar ise Karatepe dağlarıdır. Burada orman bulunmaktadır.
Doğusunda Gerede çayına, Doğu ve Batı yönünden paralel olarak uzanan Çit ormanlarının uzantısında Kuzuören dağı yer almaktadır.
Eskipazarın doğusunda en yüksek tepesi Dikmen tepesidir. Yükseltisi 1650 metredir.Bu sıra dağlar Çerkeş karayolu ve Çerkeş çayı tarafından kesintiye uğrar. Hamamlı’nın güneyindeki Soğanlı çayına paralel ve dik yamaçlı olarak uzanır. Bu kesimde ağaç pek yoktur. Buraya da Kısaç dağları adı verilir.


3.Ovalar :


İlçenin doğusunda Gerede ve Çerkeş çayının iki kolu arasında Hamamlı, Bayındır, Sadeyaka ovaları uzanmaktadır. Bu ovanın bir kısmı çayır (otlak) bazı kısımları sulaktır.
Ovacık ve Çerkeş sınırına doğru gittikçe yükselen meyilli yaylalar yer almaktadır. Bölükören, Yeşiller, Kapaklı, Söbüçimen gibi ilçenin Karabük Gerede karayolu ve batısında yer alan Keçeler-İmanlar ovası, İlçenin Kuzeydoğusunda Tamuşlar yüksek ovası yer almaktadır. Eskipazar çayının geçtiği batıda Hamzalar, Çaylı, Büyükyayalar, Eskipazar, Kuzeyde Kıranköy, Ova, Köyceğiz, Karahasanlar, Deresamail, Hanköy vadisi verimlidir. Sıcak olduğundan sebze-meyve yetiştirilir. Batıda Yalakkuz orman içerisinde küçük bir ovadır.
Güneyinde, Şerafettinler, Batısında Adiller, Yürecik, Hasanlar, Kulak yaylaları yer almaktadır.


4.Akarsular :


Eskipazar’ın güneyinde Gerede yakınlarında Bulduk, Bayındır, Hamamlı Köyü topraklarından geçen Gerede çayı, Çerkeş’den gelen Çerkeş çayı, bu iki kol Hamamlı köyünün batısında birleşerek Soğanlı Çayı adını alır. Doğu yönüne çıkar. Filyos çayına birleşerek Karadeniz’e dökülür. Burada tatlı su balığı bulunmaktadır.
Eskipazar’ın batısında Eleman dağından çıkan Eskipazar Çayı da Batı-Doğu yönünde çıkarak Soğanlı Çayına Karabük yakınlarında katılır.


5.Bitki Örtüsü :


Önceden de belirttiğimiz gibi Eskipazar üç kısma ayrılır. Bozkır bitki örtüsü ilçenin doğusu (Sırt tarafı) Karadeniz’in iç kesimleri etkisi altında bulunan alçak kısım meşelik ve küçük bodur ağaçlarla kaplıdır. (Üçevler-Yörük)
Eskipazar’ın batısında yer alan yüksek kısımları ise ormanlarla kaplıdır. Kuzey ve Kuzeybatısında yüksek kısımlar ormanlıktır.


6.Ormanlar :


Eskipazar Orman İşletme Müdürlüğüne Çetikören, Kullidere, Eğriova, Eleman ve Kurtça ormanları olarak dört bölgeden ibarettir.
Eskipazar Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı 18.743 hektar orman vardır. Buna Yalakkuz ormanları dahil değildir. Ormandaki ağaç türleri Karaağaç, Sarıçam, Köknar, Kayın ve Meşe ağaçları bulunmaktadır. Yine bu ormanlara Eskipazar’ın Güneydoğusunda Bulduk ve Kuzuören ormanları dahil değildir. Bu da gözönüne alınınca Eskipazar’ın Güney, Kuzey ve Batıdan üç tarafı ormanlarla çevrili ve orman bakımından zengin bir ilçedir.
İlçesin Güneydoğusunda Çit ormanları uzantısı Kuzuören, Bulduk köylerine kadar uzanır. Kuzeydoğusunda Hanköy’ün yüksekleri, Doğancılar’ın yüksekleri ormanlarla kaplıdır. Eskipazar Karabük İli’nin en yeşillik ve ormanı en çok olan ilçesidir.
Yalakkuz, Çetikören, Karatepe, Keltepe, Çit ormanları, Elaman dağları en çok orman olan yöresidir.
İlçede mevcut orman potansiyelini değerlendirmek için Eskipazar Orman İşletme Müdürlüğü kurulmuştur. İşletmeye bağlı iki şeflik mevcut olup, İşletme Ankara Bölge Müdürlüğüne bağlıdır.


7.Madenler ve Doğal Zenginlikler :


01-Eskipazar’ın doğal zenginliklerinin başında orman gelmektedir. Yalakkuz ormanları ve Kuzuören Bulduk ormanlarını katmadan ormanları 18.743 Hektardır.
02-Traverten taş ocakları bakımından çok zengindir. Şerafettinler, Çaylı ve Hamzalar sınırları içerisinde bulunan traverten taşları Türkiye’nin her tarafına gönderilmektedir. Anıtkabir ve T.B.M.M. bu taşlardan yapılmıştır. İşletmeciliği özel sektör tarafından yapılmaktadır. Yılın yaklaşık 8 ayı üretim yapılmaktadır.
03-Kum ocakları: Gerede ve Çerkeş çayının geçtiği Hamamlı ve Bayındır da bulunmaktadır. İnşata çok elverişli ve çok zengindir.
04-Kireç taşı zaten çoktur. İki adet kireç fırını yapılmış fakat istenilen şekilde işletilmediğinden bu potansiyel zenginlik bekletilmektedir.
05-Hanköy’de tuğla toprağı bulunmaktadır. Buralarda tuğla yapılmaktadır. Modern işletmeciliğe geçildiği taktirde ekonomiye katkısı büyük olacaktır.
06-Sarı traverten: Çaylı ve Kaya mevkiinden, çıkmaktadır.
07-Kahverengi traverten: Kabaarmut, Hamzalar, Yazıkavak ve Keçeler Mahallesi ve Tamuşlar köyü mevkiinden çıkarılmaktadır.
08-Yeşil mermer: Hamzalardan çıkarılmaktadır. Bu mermer çok kıymetli olup, Ortadoğu ve Arabistan’a ihraç edilmektedir.
09-Dolamit Taşı: Aslanlardan çıkmaktadır.
10-Köseler Taşı: Kulat köyünden çıkmaktadır.
11-Demir Çelik Sanayiinde, porselen yapımında kullanılan manyezit madeni Hamamlıdan çıkarılmaktadır
ESKİPAZAR İLÇE KÜLTÜR
KÜLTÜREL YAPI
İlçenin Genel Kültür Dokusu :
İlçemiz ve köylerinde Türk Milli kültürü yaşanmaktadır. Sanayileşmenin ve teknolojik gelişmelerin etkisi dışında kalmış olan İlçemiz ve köyleri genel olarak, kapalı toplum özelliği taşımaktadır. Bu durumun tabii neticesi olarak, İlçemiz köylerinde milli gelenekler toplum hayatına hakim bir haldedir. İlçemize bağlı köylerimizde halen köy odaları bulunmakta, geleneksel Türk misafirperverliğinin en güzel örnekleri bu köy odalarında sergilenmektedir. Odalar, sosyal olayların tartışıldığı, düğün nişan, dini bayramlarda çok sayıda insana hizmet etmeğe elverişli mekanlar olarak kullanılmaya devam edilmektedir. Dini inançlar halkın hayatını yönlendirici büyük bir güçtür. Anadolu'nun fethinden bu güne kadar düşman işgaline uğramamış, milli kültürümüzün yaşatıldığı ender İlçelerden birisidir. Büyüklere saygı, küçüklere şefkat ve sevgi yanında sosyal yardımlaşma halen yaşanmaktadır. Gelenek ve göreneklerimizden fazla değişim olmamıştır. Örneğin hala kadınlarımız yoldan geçen bir erkeğin yolunu kesmemek için bekler, erkek geçtikten sonra yoluna giderler. İlçe ve köylerin ortak mallarının yapılmasında, onarılmasında, tamirinde imece usulü ile çalışma elbirliği yaparak işi bitirme, onları koruma, gözetleme halen devam etmektedir, yardımlaşma ve dayanışma sürdürülmektedir. Bu durumun tabii neticesi olarak, gelenek ve görenekler, adet ve ananeler toplum hayatında hakim bir haldedir.
İlçemiz ve köylerinde, Ramazan ayında ‘oruç açtırmak’ bir gelenek halini almıştır, ulaşım araçlarının az olduğu dönemlerdeki köy odalarında misafir ağırlamanın yerini, bugün oruç açtırma almıştır. Her yıl Ramazan ayında her hane sahibi sıra ile, gücü nispetinde misafir çağırarak oruç açtırma adı altında bir akşam yemeği verir. Nüfusu az olan köylerimizde oruç açtırmaya köyün hepsi çağrılır. Kadınlar oruç açılan evde, erkekler ise genelde Cami ile bitişik olan odada oruç açarlar. Oruç açma organizasyonu köyün özelliğine göre sıra ile yapılır.
Eskipazar çevresinde, özellikle köylerde rastlanan güzel geleneklerden biri de Cuma Yemekleridir. Her Cuma öğlen saatlerinde Cami de yemek verilir. Özellikle köye gelen misafirler için hazırlanan yemek verme işi köyde sırayla her ev tarafından yapılır.
Dini ve milli bayramlarımız İlçe ve köylerimizde, yurdumuzun her yerinde olduğu gibi dini ve milli bayramlarımız büyük bir coşku, heyecan ve kaynaşmaya sahne olur.
Dini bayramlarımızın arifesinde ‘ziyrat’ adı verilen dini merasim yapılır. Burada tüm koşuların katılmasıyla her evden gelen helva ve ekmekler bira araya toplanır, buradan toplanan ekmek ve helvalar karıştırılarak toplananlara çocuklara öncelik verilerek dağıtılır. Kur’an-ı Kerim ve dualar okunur. Aynı gün mezarlıklar ziyaret edilir, dualar okunur. Bayram namazlarına yediden yetmişe herkes katılır. Bayram namazlarından sonra camii önünde büyükler sıra olur, küçükler büyüklerin öperek bayramlarını kutlarlar, bayramlaşmadan sonra, hangi mahallede yemek verileceği camii önünde halka duyurulur ve o mahalleye topluca gidilerek bayram yemeği yenir. İlçe 5 mahalleden oluşmaktadır. Bayramın ilk iki günü her mahallede yemek verilir.Yemek veren mahallede bulunanlar kendileri yemek yemez, diğer mahalleden gelen misafirlere ikramda bulunurlar. Buna yemek nöbeti denilir. Bayram nöbeti olan mahallede yemek nöbeti olan mahalleden biri yemek yerse köy çeşmelerindeki oluğa atılır.
Eş, dost, hısım, akrabanın bu yemeklerde bir araya toplanmasına özen gösterilir. Bayramlarda kimse işe gitmez, eş-dost ile bayramlaşmalar birkaç gün devam eder. Milli bayramlarımızda da bayram yerlerinde toplanıp, kutlama törenini seyrederler.
Her yıl 6 Mayıs Hıdırellez günü için köy halkı birkaç gün evvelinden hazırlığa başlar. Köyden bol miktar para ve yumurta, pirinç, bulgur, fasulye, nohut, soğan gibi yiyecekler toplanır, yemek yapmak için hazırlanır. Kurban kesmek isteyenler bir gün önceden keser. Toplanan parayla da eksik yiyecekler alınır.
6 Mayıs sabahı köyün kadın ve erkekleri bir arada toplanıp yemek yapmağa başlarlar. Öğlene kadar çok çeşitli yemekler toplanır. Öğlene kadar Mevlid-i Şerif okunur ve tüm köylü yemeği hep beraber orada yer ve dua eder.
Halkımızda bayram günleri vatan, millet, bayrak sevgisi ön plandadır. O gün hep bu duygularla yaşanır.
İlçemiz ve köylerinde yağmur yağmadığı yıllarda çıkılan ‘Yağmur Duası’ geleneği giderek yağsın yağmasın, her yıl yapılır hale gelmiştir. Bu duada topluca namaz kılınır, Kurban kesilir, kurban eti ile pilav yapılarak beraberce yenir. Yağmur duaları öteden beri halkın ziyaret ettiği türbeler olup, el avuçları aşağıya çevrili olarak dualar yapılır.
İlçemiz ve köylerinde ölen her kişi için cenaze töreni düzenlenir. Ölen kişinin çocukları, ailesi ve yakın akrabaları yanında olursa cenazesi hemen defnedilir. Eğer ölen kişinin çocukları, ailesi ve yakın akrabalarından bir kısmı gurbette ise haber verilir ve cenaze bekletilir. Ertesi günü defnedilir. Genellikle kadınlar ölüye ağlarlar ve ağıt söylerler, bunlar ölen kişinin annesi, eşi, çocukları, kardeşi olabileceği gibi ölüye yakın akrabası olan başka kadınlarda olabilir. Aileden olan kadınlar acılarını belirten çeşitli hareketler yapar, ellerini dizlerine göğüslerine vurarak oh, ah gibi acılarını dile getirirler. Ölü evinde toplanan erkek ve kadınlar ölenin iyi huylarını ve özelliklerini anlatırlar. Ölen kişiler evlerinin önünde salaca tahtası denilen tahta üzerinde yıkanır, cenaze yıkandıktan sonra, cenaze namazının kılınacağı camii önündeki musalla taşının üzerine konulur. Cenaze genellikle öğle ve ikindi namazlarını müteakiben kılınan cenaze namazından sonra defnedilir.
Cenaze ölenin yakınları tarafından mezara indirilir. Cenazenin altına ince toprak serpilerek biraz sağ tarafa çevrili şekilde toprağa konur,üzerine ağaç veya betondan yapılmış düzenli kalıplar konulduktan sonra toprak atılmaya başlanır.Mezarlığa çıkan herkes toprak atar.Toprak atılmaya başlayınca Kuran okunur, dua edilir ve kalabalık dağılır. Cenazeye katılanlara komşular tarafından hazırlanan yemekler verilir. Ölenin ruhu için yedi ve elli ikincisi günleri mevlit okutulup dualar edilir. Mevlide katılanlara yemek verilir. Ölen kişi için ilk dini bayramın arifesinde komşulara helva ekmek dağıtılır.


Kütüphaneler :


İlçemizde Kültür Bakanlığına bağlı olarak faaliyet gösteren 1 Adet İlçe Halk Kütüphanesi bulunmaktadır. İlçemiz Halk Kütüphanesinde 1 Memur, 1 Hizmetli görev yapmaktadır. Halk Kütüphanesi Nisan 1996 tarihinden itibaren ise Belediyenin Binasında hizmetlerini sürdürmektedir. Sağlıklı hizmet verebilmesi için bir kütüphane binasına ihtiyaç vardır. Önerilen kültür sitesi bu işlevi de gerçekleştirebilecektir.


Basın Yayın İletişim :


İlçemizde Yerel ve Ulusal Basın (TV-Radyo-Gazete vs gibi) büroları ve temsilcileri yoktur. Ancak haftalık Yöremiz Eskipazar isimli bir gazete çıkarılmaktadır.


Sonuç İlçe Kültür Mirası ve Kültür Sitesi :


İlçemiz kültürel açıdan önemli bir mirasa sahiptir. Eskipazar ilçesi son derece önemli bir tarihsel mirasa sahip ilçe olmasına, antik Hadrianapolis Kenti kalıntıları başta olmak üzere Roma ve Bizans dönemlerinden, Selçuklu döneminden, Osmanlı döneminden kalma kültürel mirasın kalıntılarını bünyesinde barındırmasına rağmen bu potansiyeli yeterince değerlendirememektedir. İnsanlığın ortak malı olan bu miras göz göre göre yok olup gitmektedir. Önemli kalıntılar ya bir köyün camisinin önünde, veya bir evin bahçesinde, veya bir evin temelinde yer almakta, bazen da bu tarihi kalıntıların içi altın olabilir şüphesiyle cahilcesine ve insafsızcasına parçalanmaktadır.
İlçemizde İlçe Milli Eğitim müdürlüğüne tahsis edilmiş olup kullanılmayan eski hükümet binasına müze yapılması sonucu hem bu tarihi kalıntılar yok olmaktan kurtarılıp korumaya alınacak hem de bölgemiz ve ülkemiz turizminin hizmetine sunularak önemli kazanımlar sağlanacaktır. Başlatılacak olan kazı çalışmaları gibi bilimsel çalışmalara da nezaret edecek olan Eskipazar Antik Müzesi bölgemiz ve ilçemiz için önemli bir hizmet olacağı gibi ülke kültürü ve turizmi için de önemli bir kazanım olacaktır.
İlçemiz Halk Kütüphanesinde 1 Memur, 1 Hizmetli görev yapmaktadır. Halk Kütüphanesi Nisan 1996 tarihinden itibaren ise Belediyenin Binasında hizmetlerini sürdürmektedir. Sağlıklı hizmet verebilmesi için bir kütüphane binasına ihtiyaç vardır.
Önerilen kültür sitesi bu işlevi de gerçekleştirebilecektir
ESKİPAZAR İLÇE EKONOMİ
İLÇE EKONOMİSİ
İlçede iç tüketime yönelik tarım yapılmaktadır. Toprağın yapısının çok engebeli olması nedeniyle istenilen düzeyde üretim artışı sağlanamamıştır. Genel olarak tarımsal ürün hububata dayanmakta, özellikle buğday ve arpa ekimi yapılmaktadır. 1982 yılından itibaren Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı İlçe Müdürlüğünce yem bitkileri ve baklagil ekimine yönelik çalışmalar başlatılmış halen devam etmektedir.


Köylerde yaşayan nüfusun bir kısmı tarımla ilişkisini kesmeden sanayi işçisi olarak çalışmaktadır. Köy nüfusunun % 50’ si kuru tarım ve hayvancılık, % 25’i Ormancılık % 25 ‘ise sebze ve meyvecilik (Soğan-Lahana) alanlarında çalışmaktadır.


İlçemizde hayvan varlığı olarak, önemli bir birikim söz konusu değildir. Mevcut hayvanlar genelde yerli ırk olup, çift tırnaklılar sun' i tohumlama ile melezleştirilmeye çalışılmaktadır. 1981 yılında başlatılan sun' i tohumlama çalışmaları her yıl program doğrultusunda sürdürülmektedir. Büyük ve küçükbaş hayvanların kontrolleri İlçe Tarım Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır. İlçemizde 5 tonluk Süt Soğutma Tesisi kurulmuş olup, işletimi kiralama yoluyla yapılmaktadır.


Ormancılık İlçemiz için önemli olup, 2001 yılı sonu itibariyle 5241 m3 damga, 776 m3 Tomruk, 277 m3 M. direk, 905 m3 kağıtlık odun, 1176 ster Yakacak odun ihtiyacı olarak dağıtılmıştır.


Sanayi ve Ticaret henüz gelişme safhasındadır. İlçe Merkezinde önemli tesis olarak 1 tekstil fabrikası, 1 orman ürünleri fabrikası, 1 büz fabrikası, 2 hindi kuluçka atelyesi ile 5 adet de un fabrikası vardır.


Sunlight Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olarak 1993 yılında kurulmuştur. İlçe girişinde Mermer mahallesinde faaliyet göstermektedir. Bayan ve çocuk dış giyimi üreten fabrikada 110 personel hizmet vermektedir. İsveç, Almanya, Norveç, Finlandiya, Fransa, İngiltere ve Belçika gibi ülkelere ihracat yapmaktadır.2003 yılı ihracatı 1,000,000 parçadır. 2004 yılında ise bu miktarın üzerinde ihracat yapılması planlanmıştır. Fabrika kapasitesi üç bant ve her bant 80 olmak üzere toplam 240 personel kapasitelidir.
İlçemizde Sayha Holdinge ait 40 işçinin çalıştığı 1 Adet Orman ürünleri fabrikası vardır. Fabrikada kereste, taban tahtası üretimi yapılmaktadır. Ülkemizin 2000 li yılların başlarında geçirdiği ağır ekonomik krizden olumsuz etkilenmiş, üretim durmuştur. Yeniden canlandırma çalışmaları devam etmektedir.


İlçemiz Ortaköy Köyü sınırları içerisinde yeni kurulan beton ve parke fabrikası mevcut olup, üretime geçmiştir. 1 adet tekstil atölyesi vardır. 110 işçi çalışmakta olup, ithalata yönelik üretim yapmaktadır.


İlçemiz merkezinde suyu Ozan Köyü sınırlarından çıkan 1 adet Maden suyu fabrikası mevcut olup, 7 çeşit maden suyu üretmektedir.
İlçemizde 1 Banka vardır.


İlçemiz’de 2 adet Karisör yapım atölyesi, 1 adet Taş Biçme katrağı, 1 Adet Un Değirmeni, 4 adet un fabrikası 8 adet akaryakıt istasyonu bulunmaktadır
ESKİPAZAR İLÇE NÜFUS
İLÇEMİZİN NÜFUS YAPISI
2008 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre İlçe Merkezinde 7.357 köylerde 5.860 olmak üzere toplam 13.217 nüfus olduğu tespit edilmiş Nüfusun % 55’ i İlçe Merkezinde % 45 köylerde bulunmaktadır.
İlçe genelinde kadın nüfusu erkek nüfusa göre fazla olduğu, köylerdeki nüfusun da giderek azaldığı gözlenmektedir. Bunun nedeni ise şehir merkezlerine olan göçtür.
Nüfus Kütüklerimizde kayıtlı Eskipazar'lı sayısı 57.450'dir. Bu nüfusun 28.203'ü Kadın, 28.247'si erkektir. 2000 yılı Genel Nüfus sayımı sonuçlarına göre İlçe merkezi ve köyleri dahil toplam 16.365'dir. Bunun 8.457 si merkezde 7.908 i köylerde yaşamaktadır. 1990 yılı Nüfus Sayımı sonuçlarına göre 6.321 nüfus azalması olmuştur. Bir önceki dönemde bu azalma 2.363 tür.
ESKİPAZAR İLÇE KÖYLERİ